top of page

HATALI TIBBİ MÜDAHALE DAVALARI

Hatalı Tıbbi Uygulamadan (Malpraktis) Doğan Hukuki ve Cezai Sorumluluk

Türkiye son yıllarda dünyanın pek çok yerinden hastanın tedavi ziyaret ettiği bir ülke haline geldi.​

Yapılan pek çok başarılı tıbbi müdahalenin yanında hatalı tıbbi müdahaleler de söz konusudur. 

Tıbbi Hatalara Karşı Haklarınızı Savunun

Bu hatalı tıbbı müdahalelerin doğal olarak hukuki sonuçları da olmaktadır ve hem maddi ve manevi tazminat davaları açılırken eğer şartları var ise ceza davası da söz konusu olmaktadır.

​Tıbbi Hata ve Hukuki Süreç

Malpraktis-Hatalı Tıbbi Uygulama Davası Nedir?

Hatalı tıbbi uygulama (malpraktis), hekimin bilgisizlik, deneyimsizlik veya özen eksikliği nedeniyle hastaya zarar vermesi olarak tanımlanır.

Türk Tabipler Birliği Hekimlik Meslek Etiği Kuralları’nda malpraktis, hastanın zarar görmesine yol açan hekim hatası olarak ifade edilirken, Dünya Tabipler Birliği’nce standart tıbbi uygulamanın yapılmaması, beceri eksikliği veya tedavi verilmemesi sonucu oluşan zarar şeklinde belirtilmiştir. Malpraktis, hekimin kusurlu davranışından kaynaklanan durumları kapsar.

Fikir vermesi açısından aşağıdaki Yargıtay kararları aydınlatıcı olabilir.​

Yargıtay, tıbbi hata davalarında standart tıbbi uygulamalara uyumu ve hastanın aydınlatılmış rızasını esas alır:

  • Özel hastane davasında, bir hekimin komplikasyon risklerini açıklamaması kusur sayılmıştır (Yargıtay 15. HD., E. 2019/2716, K. 2019/3692).

  • Kamu hastanesinde, yetersiz gözetim nedeniyle hastanın zarar görmesi hizmet kusuru kabul edilmiştir (Yargıtay 4. HD., E. 2018/1234, K. 2019/567).

Hukuki Sorumluluk

Malpraktis, hasta-hekim ilişkisinin hukuki niteliğine göre değerlendirilir.

Hasta ile hekim arasındaki ilişki genellikle vekâlet sözleşmesine dayanır (TBK m. 502).

Hekim, özen yükümlülüğüne aykırı davranırsa, sözleşmeye aykırılık hükümleri uyarınca sorumlu olur.

Özel hastanelerde, hasta ile hastane arasında “hasta kabul sözleşmesi” kurulur; hekim, hastane adına hareket eden yardımcı kişi (TBK m. 116) konumundadır.

Kamu hastanelerinde ise ilişki idare hukuku çerçevesinde değerlendirilir; zarar, hizmet kusuru nedeniyle idareye karşı tam yargı davasıyla talep edilir (Anayasa m. 129/5). Ancak, hekimin görevden ayrılabilir kişisel kusuru varsa, adli yargıda doğrudan dava açılabilir.

Cezai Sorumluluk

Hekimin malpraktis sonucu cezai sorumluluğu, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) taksirle veya kasten yaralama/öldürme suçları (TCK m. 81-88) veya görevi kötüye kullanma (TCK m. 257) çerçevesinde değerlendirilir.

Kasıt, örneğin steril olmayan aletle ameliyat gibi durumlarda söz konusu olabilir. Taksir ise özen yükümlülüğüne aykırılıkla ortaya çıkar. Malpraktis, teşhis hatası, yanlış tedavi, tedaviden kaçınma veya organizasyon kusuru gibi hallerde oluşabilir.

Örneğin, Yargıtay kararlarında, hastanın gerekli tetkikler yapılmadan taburcu edilmesi veya ameliyatta yabancı cisim unutulması malpraktis sayılmıştır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2015/1254 E., 2018/354 K. sayılı kararında, basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek bir yaralanmanın ölümle sonuçlanması halinde, failin taksirle öldürme suçundan cezalandırılması gerektiği belirtilmiştir. 

Malpraktis-Komplikasyon Ayrımı

Malpraktis, öngörülebilir ve önlenebilir zararları kapsarken, komplikasyon, tıbbi standartlara uygun müdahalelerde öngörülebilen ancak önlenemeyen risklerdir.

Hekim, hastayı komplikasyonlar hakkında bilgilendirip rıza almışsa, bunlardan sorumlu tutulmaz. Öngörülebilirlik, hekimin mesleki nitelikleri ve koşulları dikkate alınarak bilirkişi raporuyla tespit edilir.

Yargıtay, komplikasyonlarda hekimin hastayı önceden bilgilendirmiş olması ve rıza almış olması durumunda sorumluluk doğmayacağını kabul eder.

Örneğin, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2006/4800 E., 2007/5945 K. sayılı kararında, diş hekiminin protez işlemi öncesi hastanın diş eti hastalığını tedavi etmeden işlem yapması malpraktis olarak değerlendirilmiş, hekimin özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı sonucuna varılmıştır.

 

​Arabulucuya Başvurma Şartı

Bu tür davalarda mahkemeye başvurmadan önce arabulucuya başvurarak çözüm aranması, bu yolla bir çözüm  mümkün olmadığı takdirde mahkemede dava açmak gerekmektedir. 

Özetle, estetik cerrahiden, hatalı her türlü  tedavilerden, diş tedavisinden kaynaklanan zararlar ile ilgili olarak maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.

 

Ayrıca, yapılan hatalı işlem ceza hukukunda da suç teşkil eden bir fiil ise aynı zamanda suç duyurusunda bulunularak ceza davasının başlaması da sağlanabilir. 

Hatalı Tıbbı Müdahalenin Özel Hastanelerde veya
Devlete ait Hastanelerde yapılmasının dava sürecindeki farkları neler?

ÖZEL HASTANELEDE YAPILAN HATALI TIBBİ MÜDAHALELER

Özel hastanelerde tıbbi hatalar, Türk Borçlar Kanunu (TBK) kapsamında değerlendirilir:

  • Vekâlet Sözleşmesi (TBK m. 502): Hekim, hastaya karşı özen yükümlülüğüne tabidir. Aykırılık, tazminat sorumluluğu doğurur.

  • Haksız Fiil (TBK m. 49): Kusurlu davranışın zarar vermesi durumunda uygulanır.

  • Eser Sözleşmesi (TBK m. 470): Hasta kabul sözleşmesi, belirli durumlarda eser sözleşmesi olarak nitelendirilebilir.

Avantajlar ve Zorluklar

  • Avantajlar: Doğrudan hekim veya hastaneye dava açılabilir, süreç genellikle daha hızlıdır, tüketici mahkemeleri hasta lehine karar alma eğilimindedir.

  • Zorluklar: Arabuluculuk zorunluluğu süreci uzatabilir, özel hastanelerin sigorta şirketleriyle anlaşmaları tazminat ödemelerini karmaşıklaştırabilir.

Yetkili Mahkeme

Özel hastanelere karşı açılacak davalar, tüketici mahkemelerinde görülür. Hasta, özel hastaneyi veya hekimi doğrudan dava edebilir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, hastayı tüketici olarak tanımlar ve bu mahkemelerin yetkisini düzenler.

Zamanaşımı

  • Genel Zamanaşımı: TBK m. 72 uyarınca, haksız fiilden doğan tazminat davalarında 2 yıldır. Zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren başlar.

  • Mutlak Zamanaşımı: Olay tarihinden itibaren 10 yıldır.

  • Sözleşmesel Zamanaşımı: Vekâlet sözleşmesinden doğan taleplerde, TBK m. 146 uyarınca 5 yıldır.

Dudak Botoksu Yaptıran Kadın

KAMU HASTANELİRİNDE YAPILAN HATALI TIBBİ MÜDAHALELER

Kamu Hastanelerinde Tıbbi Hata Davaları Hukuki Dayanak

Kamu hastanelerinde tıbbi hatalar, idare hukuku çerçevesinde hizmet kusuru olarak değerlendirilir:

  • Anayasa m. 129/5: Devlet, memurlarının kusurlu eylemlerinden sorumludur.

  • İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) m. 13: İdarenin kusurundan doğan zararlar, tam yargı davasıyla talep edilir.

Yetkili Mahkeme

Kamu hastanelerine karşı davalar, idare mahkemelerinde açılır. Hasta, doğrudan idareyi (örneğin, Sağlık Bakanlığı) dava eder; hekime karşı kişisel dava açılamaz. İdare, kusurlu sağlık personeline rücu edebilir.

Zamanaşımı

  • İdari Başvuru: İYUK m. 13 uyarınca, zararın öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl içinde idareye başvurulmalıdır.

  • Dava Açma Süresi: İdarenin cevabından veya 60 günlük zımni ret süresinden itibaren 60 gün içinde idare mahkemesinde dava açılmalıdır.

  • Mutlak Zamanaşımı: Olay tarihinden itibaren 5 yıldır (TBK m. 72).

Avantajlar ve Zorluklar

  • Avantajlar: İdarenin mali gücü, tazminat ödemelerinde avantaj sağlar; hekime karşı doğrudan dava açma yükü yoktur.

  • Zorluklar: İdari başvuru zorunluluğu süreci uzatır, idare mahkemeleri daha katı delil değerlendirmesi yapabilir, manevi tazminat talepleri sınırlıdır.

Image by CDC
bottom of page