İmar Kirliliğine Sebep Olma
- Türk Hukuk Burosu
- 18 May
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 22 May
Türkiye'deki evinizi veya yazlığınızı tamir etmek istiyorsunuz. Ancak, esaslı tadilat sayıla bilecek tadilatlar için ilgili kuruma başvurmak, izin almak ve bunları da ruhsata bağlamak gerekli. Aksi takdirde yapılan şeylerin yıkılması, para cezası ile karşılaşmanız mümkün. Ancak, sadece bununla da kalmıyor bu işlemin yaptırımı ve bir de para cezası söz konusu.
Yargıtay’ın balkonun kapatılması ile ilgili karar maksadın daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir. Konu ile ilgili Yargıtay kararı da şu şekildedir: “Sanığın, mevcut ruhsatlı yapının balkonunu 10 metre kapatarak odaya dahil etme ve ilave kapalı alan oluşturma biçiminde gerçekleştirdiği eyleminin, konuta ruhsatta belirtilen dışında yeni bir alan kazandırmaması ve bina niteliğinde olmaması karşısında 5237 sayılı TCK m. 184 kapsamında öngörülen imar kirliğine neden olma suçunun ögelerinin oluşmadığı ve İmar Kanunu’nun 32 ve 42’inci maddeleri kapsamında idari yaptırımın konusunu oluşturabileceği gözetilmeden, beraat kararı verilmesi yerine mahkumiyetine hükmolunması yasaya aykırı ve sanık H. T’nin temyiz nedenleri ile düşünce yerinde görüldüğünden hükmün bozulmasına.” (Yargıtay 4. CD, E. 2449, K. 19279 ve K.T. 18.06.2013)
Hem idare mahkemelerinin hem de ceza mahkemelerini bu konular ile ilgili pek çok kararı vardır.
Peki kanunlar ne diyor:
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5. maddesine göre; Yapı; karada ve suda, daimi veya muvakkat, resmi ve hususi yeraltı ve yer üstü inşaatı ile bunların ilave, değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve müteharrik tesislerdir.
Bina ise; kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır.
Ne tür tamiratlar ruhsata tabi değildir?
İmar Kanunun 21/2. maddesinde de belirtildiği üzere; ruhsat alınmış binalardaki esaslı değişiklikler ruhsat alınmasına bağlıdır. Ancak bunun istisnası İmar Kanunu 21/3. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; Ancak; derz, iç ve dış sıva, boya, badana, oluk, dere, doğrama, döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik ve sıhhi tesisat tamirleri ile çatı onarımı ve kiremit aktarılması ve yönetmeliğe uygun olarak mahallin hususiyetine göre belediyelerce hazırlanacak imar yönetmeliklerinde belirtilecek taşıyıcı unsuru etkilemeyen diğer tadilatlar ve tamiratlar ruhsata tabi değildir.
İdare, böyle bir durumda karşılaştığı zaman, Yapı Tatil Zaptı ile yapılan işlemleri tutanağa bağlar ve yapıyı mühürler.
Daha sonrasında ise ilgili kurumlarca idari para cezası hesaplanarak ruhsata aykırı inşaat veya tamir yapandan bu para cezası istenir. Ayrıca, kanun gereği bu işlemler ile ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunulur. Cumhuriyet Savcısı soruşturma işlemlerini başlatır ve ardından kamu adına ceza davası açılır.
Özetle, yazlığınızda yaptığınız bir tamirat ile ilgili olarak, yıkım, para cezası ve hapis cezası tehdidi ile karşı karşıya kalmanız mümkündür.
Yapı Tatil Zaptına, yıkım ve para cezasına itiraz edilebilir. Yapı tatil zaptının hem içeriğine hem de taşıması gereken özelliklere yönelik itiraz edilebilir.
Ayrıca, yıkım cezasına, para cezasına, para cezasının hesaplanmasına veya miktarına idari yoldan itiraz edilebilir. Bu itiraz idare hukuku çerçevesinde bir itiraz olmalıdır. İtiraza cevap verilmez veya itiraz reddedilir ise bu takdire idare mahkemelerinde işlemlerin hukuka aykırılığı ile ilgili dava açılabilir.
İdari davalarda ki süreler hukuk davalarından değişiktir ve idari işlemlere karşı itiraz ve bu işlemlere karşı dava açmakta medeni hukuk davalarından farlıdır. Kendilerine özgü bir mantığı ve usulü vardır.
Burada çok genel olarak belirtmek gerekir ki, idari işlemlerde 30 ve almış günlük sürelere çok dikkat edilmelidir.
Ceza Hukuku Açısından değerlendirme.
Daha önce 3194 sayılı İmar Kanunu kapsamında idari yaptırımlarla cezalandırılan ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapılar, TCK m. 184/1 ile ceza hukuku koruması altına alınmıştır. Bu düzenleme, sağlıklı ve düzenli bir çevrede yaşama hakkını korumayı hedefler.
TCK m. 184/1, sağlıklı ve düzenli bir çevrede yaşama hakkını korur. Ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapılar, çevre kirliliği, altyapı yetersizlikleri, trafik sorunları ve kent estetiğinin bozulması gibi olumsuzluklara yol açar. Sayıştay’ın 2008 raporuna göre, İstanbul’da kaçak yapılaşma oranı %70’e ulaşmış, bu da suçun önemini vurgulamaktadır.
TCK m. 184/1, yapı ruhsatsız veya ruhsata aykırı bina yapma ya da yaptırma fiilini suç olarak tanımlar. Suçun unsurları şunlardır:
Fail: Suç, herkes tarafından işlenebilir; genellikle bina sahipleri, müteahhitler veya inşaat sorumluları faildir. Kamu görevlileri, ihmalleriyle suça iştirak edebilir.
Mağdur: Suç, topluma karşı işlendiğinden belirli bir mağdur yoktur; toplumun sağlıklı çevre hakkı korunur.
Konu: Suçun konusu, ruhsatsız veya ruhsata aykırı inşa edilen binadır. “Bina” kavramı, 3194 sayılı İmar Kanunu’na göre insan kullanımı için yapılan yapıları ifade eder.
Fiil: Yapı ruhsatı olmadan veya ruhsata aykırı şekilde bina inşa etmek ya da başkasına yaptırmaktır. Fiil, aktif bir hareketi (yapma) veya talimat vermeyi (yaptırma) içerir.
Manevi Unsur: Suç, kasıtla işlenir; failin, fiilin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olduğunu bilmesi gerekir. Taksirle işlenmesi mümkün değildir.
Hukuka Aykırılık: Fiilin, İmar Kanunu ve ilgili mevzuata aykırı olması suçun oluşumunu sağlar.
Suç, yalnızca belediye sınırları veya özel imar rejimine tabi alanlarda işlenebilir, bu da uygulamanın coğrafi kapsamını sınırlandırır.
TCK m. 184/1’e göre, suçun cezası 1-5 yıl hapis cezasıdır. Bir yıl ve altındaki kısa süreli hapis cezaları, TCK m. 50 uyarınca adli para cezası veya kamu hizmetinde çalışma gibi seçenek yaptırımlara çevrilebilir. TCK m. 184/5, failin yapıyı imar planına ve ruhsata uygun hale getirmesi durumunda dava veya cezanın düşmesini düzenler. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, bu hükmün, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasından (HAGB) daha lehe olduğunu belirtmiştir. Suç, Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülür ve re ’sen kovuşturulur. Kamu görevlisi failler için 4483 sayılı Kanun gereği soruşturma izni gerekir.
İmar Barışı ve Etkileri
2018’de 7143 sayılı Kanun’la getirilen imar barışı, ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapıların kayıt altına alınmasını sağlamıştır. Bu düzenleme, hem idari alandaki yaptırımları hem de TCK m. 184/5’in uygulanmasını kolaylaştırarak cezai sorumluluğu kaldırabilir. Sorumluluğun kalkıp kalkmayacağı imar barışından faydalanılan yerlerin özel olarak değerlendirilmesi ile ortaya çıkabilir.
Sonuç
Sonuç olarak; Türkiye'deki eviniz veya yazlığınızda yapacağınız tamiratlar ile ilgili olarak bu tamirat için ruhsat gerekip gerekmediği araştırılmalıdır. Aksi takdirde yıkım, para cezası ve hapis cezası yaptırımları ile karşı karşıya kalmanız mümkündür. Eğer yapılan tamirat ve tadilat ile ilgili Yapı Tatil Zaptı düzenlenmiş ise bu takdirde yapılması gereken idari yollardan bu yapı tatil zaptına itiraz etmek ve yapılan idari işlemlerin iptali için dava açmaktadır. Eğer savcılık soruşturma başlatır ise, o takdirde ifade için hazırlanılmalı, ifadede durum izah edilip delillerden bahsedilmeli ve sonrasında kamu davası açılır ise savunma yapılmalıdır.


Yorumlar